- eşiğinde
- adv. on the verge of
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
Aşık Veysel Şatıroğlu — (October 25, 1894 – March 21, 1973), also known as just Aşık Veysel, was a Turkish minstrel and highly regarded poet of the Turkish folk literature. He was born in the Sivrialan village of the Şarkışla district, Sivas, on October 25, 1894 and… … Wikipedia
Etyen Mahçupyan — (born 1950 in Istanbul) is a Turkish Armenian journalist and writer. Since 2007 he has been the editor in chief of Agos , the Armenian community s weekly newspaper. He also contributes to the Turkish national dailies Taraf and Zaman .Mahçupyan… … Wikipedia
cümle kapısı — is. Yapılarda ana kapı Kapıcımız cümle kapısının eşiğinde bir nöbetçi asker gibi selam vaziyeti almıştır. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıldırtıcı — sf. Çıldırtma işini yapan (kimse veya durum) Kendisini yeniden kahırlı, çıldırtıcı, büyük bir hayatın eşiğinde buluyordu. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
eşik — is., ği 1) Kapı boşluğunun alt yanında bulunan alçak basamak Sofaya açılan kapının eşiğine gelmişti. T. Buğra 2) Kapı ağzında basamağın konulabileceği yer Adımlarını eşikten atarken saraydan ne vakit ve ne duygularla çıkacaklarını kendileri de… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gençlik — is., ği 1) Genç olma durumu, ihtiyarlık karşıtı İlk gençliğinde at delisiydi. N. Cumalı 2) İnsan hayatının ergenlikle orta yaş arasındaki dönemi Belki babam da gençliğinde Valantino ya benziyordu. M. Ş. Esendal 3) Genç insanların bütünü O… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kızan — 1. is., hlk. 1) Erkek çocuk 2) Silahlı köy delikanlısı Kızanlarla köyün eşiğinde ertesi gün öğle vakti, Menderes köprüsündeki köpekleri tepelemeye ant içtik. H. E. Adıvar 3) Çoluk çocuk Birleşik Sözler kız kızan 2. is., hlk. Dişi köpek, kedi gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
özellikle — zf. Özel olarak, her şeyden önce, başta, hele, bilhassa, hususuyla, bahusus, mahsus Eşiğinde bulunduğu delilik üzerine konuşmaktan özellikle zevk alırmış. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
uşak — is., ğı 1) Çocuk Doksan yaşına kadar yaşamış, yokluk yüzü görmemiş, oğul uşak toplansa koca bir mahalle olacak kadar bereketlenmiş. M. Ş. Esendal 2) Herhangi bir bölgenin halkından olan erkek Kim bilir, bu Anadolu uşaklarının her birinde ne… … Çağatay Osmanlı Sözlük
küfür yemek — kendisine küfredilmek Kapının eşiğinde, şiş yarasının kabuklarını ayıklayan bir Arap eteğine basıp halis Kur an şivesiyle şiddetli bir küfür yedikten sonra otele döndüm. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük